ANKESOB MEDB TOPLANDI
ANKESOB Mesleki Eğitim Danışmanlığı Birimi (BMEDB) Toplantısı, ANKESOB Başkan Vekili Muhittin Köksal’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
ANKESOB Mesleki Eğitim Danışmanlığı Birimi (BMEDB) Toplantısı, ANKESOB Eğitimden Sorumlu Başkan Vekili Muhittin Köksal’ın başkanlığında, ANKESOB Eğitim, Proje ve Ar-Ge Müdürü Erdoğan Özen’in koordinasyonunda, akademisyenler ve mesleki teknik anadolu liseleri ile mesleki eğitim merkezlerinin müdür ve öğretmenleri ve STK temsilcilerinden oluşan BMEDB üyelerinin katılımıyla, Kovid-19 pandemisi tedbirlerine riayet edilerek gerçekleştirildi.
ANKESOB Toplantı Salonu’nda düzenlenen ANKESOB Mesleki Eğitim Danışmanlığı Birimi (BMEDB) Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan ANKESOB Eğitimden Sorumlu Başkan Vekili Muhittin Köksal, “Çok saygıdeğer hocalarım. Ankara Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği olarak eğitime verdiğimiz önemin bir göstergesi olan Birlik Mesleki Eğitim Danışmanlığı Biriminde siz değerli hocalarımızın çok önemli katkılarıyla birlikte çalışmanın, üretmenin ve kurumumuza, esnaf ve sanatkârlarımıza bu toplantılarda aldığımız kararlar ve değerlendirmeler yoluyla hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. ANKESOB Başkanımız Sayın Mehmet Yiğiner’in şahsında sizlere ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sizlerin fedakârlığı, başarısı her zaman esnaf ve sanatkârlarımıza yansıyor. Toplantımızın, alacağımız kararların, görüşeceğimiz gündem maddelerinin hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.” dedi.
Köksal, “Bizler sanatı kaybedersek, mesleki eğitime değer vermezsek, herkesi üniversite mezunu olarak sokakta boş gezdirir, bu gençliğimizi kaybedersek, kaybettiğimiz değerleri hangi güçle yerine koyacağız. Diplomalı işsizler kervanına her yıl yüz binlerce gencimiz eklenmektedir.Yıllardır süregelen diploma enflasyonuna, son yıllarda sertifika, belge enflasyonu da eklenmeye başladı. Diplomalı işsizlerin yarattığı tıkanıklığı ortadan kaldırmak ve mesleki eğitim yolu ile aranan eleman işgücünü artırmak için yeni stratejiler, açılımlar geliştirmeliyiz. Onun için mesleki eğitimi önemsemeliyiz. Mesleki eğitim merkezleri eğitim işlevini yitirmemeli, mesleki eğitim merkezlerini belge, sertifika veren kurumlara dönüştürmemeliyiz. Mesleki eğitim merkezlerinde yılda 6 dönem yapılan kalfalık/ustalık sınav sistemini gözden geçirmeliyiz. Bu okullar belge veren okullar mı? Yoksa adı üstünde eğitim veren okullar mı? Bizim birinci önceliğimiz her zaman eğitim olmalıdır, bu eğitim de meslek eğitimiyse her zaman uygulamalı olmalıdır. Kısaca özetlemem gerekirse; iyi ve kaliteli bir mesleki eğitim olmadan, verimli ve yüksek katma değer yaratan bir ekonomi oluşturamazsınız.” diye konuştu.
ANKESOB Eğitim, Proje ve Ar-Ge Müdürü Erdoğan Özen de; “2021 yılı içerisinde Haziran ayında yaptığımız toplantıdan sonraki ikinci toplantımızda birlikteyiz. Yaklaşık 1,5 yıldır bir pandemi süreci yaşıyoruz. Toplantımızı da bu anlamda pandemi tedbirleri içerisinde yapıyoruz.” diyerek başladığı konuşmasında, ANKESOB proje çalışmaları hakkında bilgi verdi, ANKESOB’un yürütmekte olduğu ‘Dijital Ekonomi’ projesinin son durumu hakkında ayrıntılı paylaşımda bulundu.
Özen, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Değerli arkadaşlar, biraz önce birlik başkan vekilim söyledi. Ülkemizin bugünkü şartlarında daha fazla diploma demek, daha çok diplomalı işsiz demektir. Okulu bitirince, diplomayı alınca her şey bitmiyor, aslında her şey yeni başlıyor. Bu tür toplantılarda her zaman mesleki eğitimi değerlendiriyoruz, çıraklık eğitimini tartışıyoruz. Esnaf ve Sanatkârlarımızın geleceği olan nitelikli işgücünü nasıl yetiştirirsek, geleceği kazanmış, geleceği öngörmüş oluruz, esnaf ve sanatkâr işyerlerinin rekabet gücüne nasıl katkı veririz, onu değerlendiriyoruz. Elimizden geldiğince gelecek körlüğü yaşamadan, tahmin ile temenniyi birbirine karıştırmadan siz değerli arkadaşlarımın katkı ve destekleri ile bunları yapmaya çalışıyoruz. Çünkü hepimiz şunun farkındayız: Niteliksiz işgücü olan bir işyerinin rekabet damarlarından biri kopmuş demektir. Bizim tek derdimiz mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının bir planlama çerçevesinde, birliğimize bağlı odalar ile oda üyesi işyerlerimizin de katkı ve destekleri ile nitelikli işgücü arzı yaratması. Bunun da günümüz şartlarında sürdürülebilir olması. Yılların uygulayıcıları olarak, hazırlamış olduğumuz rapor ve bilgi notları ile politika yapıcılarına sorunları ve çözüm önerilerini aktarıyoruz. Bizler eğitim sisteminin yaratıcılığa, üretime dayanan bir eğitim sistemi olmasını, iş eğitimini önceleyen, uygulayarak, yaşayarak öğrenme metodunu önemseyen bir eğitim anlayışının yerleşmesini istiyoruz. Bunu yaparken de hiçbir zaman ‘biz her şeyi biliriz’ demiyoruz. Amacımız birbirimize güvenin yaratacağı sinerjiyi oluşturmak, biliyoruz ki bunu oluşturamazsak çözümlerle değil, sorunlarla yaşamaya devam ederiz. Birliğimizin imkânları ile katılımcı, tutarlı ve kapsayıcı yol haritalarımızla ve de birliğimizin siz değerli danışma birimi üyeleri ile geleceğin esnaf ve sanatkâr işyerlerine hayat katacak olan işgücünü yetiştirmek için girişim ve çabalarımızı her geçen gün artırma gayreti ve çabası içerisindeyiz. Bundan dolayı da siz değerli üyelerimize müteşekkiriz.”
Toplantının devamında söz alan Birlik Meslek Eğitimi Danışmanlık Birimi Üyeleri görüşülen gündem maddeleri kapsamında çıraklık eğitimi ve mesleki teknik eğitimin sorunları ve geleceği ile ilgili ve pandemi sürecinde mesleki eğitim üzerine görüşlerini bildirdi, öneri ve değerlendirmelerde bulundu.
İMEP İşgücü Piyasası Uzmanı Aydın Türkoğlu, Türkiye’de Kaliteli Çıraklık ve Mesleki Eğitim Yoluyla Suriyeli ve Ev Sahibi Toplulukların İstihdama Erişimlerinin Kolaylaştırılması Programı (İstihdam için Mesleki Eğitim Programı-İMEP) hakkında ayrıntılı bilgi verdi: İMEP, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki mülteciler için mali yardım programı kapsamında Fransa Kalkınma Ajansının destekleriyle sürdürülen bir programdır. Programın süresi 48 aydır. 2020 Ocak ayında başlayan program, pandemi sürecinde bir takım aksaklıklardan, ertelemelerden dolayı bu yıl nisan ayından itibaren aktif olarak çalışmaya başladı. Program Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı ve TESK işbirliğiyle sürdürülüyor. Program, uygulayıcı ortaklar Expertise France ve EDUSER Danışmanlık tarafından yürütülüyor. Programdaki hedef gruplar örgün eğitim dışına çıkmış 14-17 yaş arasındaki Suriyeli ve Türk gençlerin, örgün çıraklık eğitim yoluyla meslek sahibi yapılarak işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda istihdamlarının sağlanması öngörülüyor. Yine mesleki becerileri göz önüne alınarak 18-45 yaş arasındaki yetişkinlerin de meslek kurslarıyla yetiştirilmesiyle istihdama yönlendirilmesi öngörülmektedir. İMEP, Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya ve Mersin olmak üzere 12 ilde uygulanmaktadır. 12 ilde 33 Mesleki Eğitim Merkezi, 3 de mesleki eğitim programı uygulayan MTAL olmak üzere toplam 36 mesleki okulda uygulanıyor. 4 yıl içerisinde 14400 çırak öğrencinin yetiştirilmesi, 8 bin de yetişkinin meslek kurslarıyla istihdama kazandırılması öngörülüyor.
Yenimahalle Ahi Evran MTAL Müdürü İsa Erol: Pandemi sürecinde sınıflarımızda yüz yüze eğitimlerimize başladık. İşletmelerde mesleki eğitim ile ilgili çalışmalar yine bu süreç içerisinde devam ediyor. Aşı, maske, mesafe ve hijyen konusunda tedbirler içerisinde eğitim sürecini devam ettirmeye çalışıyoruz. Okulların, pandemi süreci içerisinde virüsün bulaş noktasında olumsuzluk yaşayan kurumlar olmadığının netleşmesini istiyoruz. 2021-2022 eğitim öğretim yılı ülkemiz için, çocuklarımız için hayırlı olur inşallah.
Mamak-Nene Hatun MTAL Müdürü Ülkü Altan: Yılda bir kez sınava gelmeleri gereken usta öğreticileri bir günlüğüne çağırıyoruz gelemiyorlar, biz evrakları imzalarız diyorlar. Çünkü işlerini bırakamıyorlar. Bizim meslekte mutfakta alaylı kesim var. Kız öğrencilerle çalışıyorlar ama nasıl çalışacaklarını bilmiyorlar. Diyaloglarda argo var. Zaman zaman olumsuzluklarla karşılaşıyoruz. Devletten para almaya gelince hepsi ‘paramız niye yatmadı’ diye peşine düşüyor. Biz ‘şu şekilde olmalı’ dediğimiz zaman hepsi karşı çıkıyor. Okul ve esnafla ‘biz’ olamadık. Biz olmamız gerekiyor.
GÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Yücesu: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin artırılması için kalite güvence sistemi oluşturulmasına yönelik önemli bir proje başlatılmıştı. Bu proje çok fazla ilerleyemedi. Birkaç ay önce ikinci fazı başladı. Bu yeni fazda 14 kişilik bir oda çalışma grubu var. Bu proje kapsamında 15 mükemmeliyet merkezi kurulacak. Burada ANKESOB çok önemli bir rol üstlenebilir. Biz de neler yapılacağı konusunda destek veririz. Burada önceden yürütülen kalite çalışmaları ilerletilecek ve Türkiye’de mesleki eğitim için kalite güvence sisteminin kurulması öngörülüyor. 4 Ekimde üniversiteler açılacak. Ciddi bir hareketlilik olacak. Koronavirüs daha ciddi hale gelecek. Ülkemizde ciddi anlamla bir beyin göçü var. Bunu kendi öğrencilerimizden görüyoruz. En iyi dereceden mezun ettiğimiz başarılı öğrencilerimiz lisans üstü eğitim için gittiği ülkede kalıyor, gelmiyor.
Yenimahalle Şehit Mehmet Şengül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Bayram Arslanoğlu: Salgından dolayı okullarımızda sorunlar var. Buna rağmen okullarda olabildiği kadar gayret gösteriliyor. Mesleki ve Teknik Ortaöğretimde eğitim-öğretim mi, yoksa üretim mi bunun kararını vermemiz gerekiyor. MEB okullarımızın çok yüksek üretim yapması ile ilgili olumlu değerlendirme yapıyor. Bu böyle olunca çocuklarımıza mesleki teknik eğitimde temelde alması gereken bilgi ve becerileri okullarda kazandırabiliyor muyuz. Bunu durumu düşünmemiz gerekiyor. Özel kurumlarda, halk eğitim merkezlerinde meslek kursları veriyoruz, Mesleki ve Teknik AnadoluLiselerinde, mesleki eğitim merkezlerinde mesleki eğitim veriyoruz, bunların her birisinde belgelendirmesi farklı farklı. Burada farklı bir sorun var. Son dönemde ustalık belgesi olanlara diploma verme programı başladı. Şimdi ise Ağustosta bir değişiklik oldu. Lise mezunu olan birey isterse yapılacak haftalık ders programı ile ustalık belgesi alabilecek. Şimdi o zaman şunu düşünmemiz gerekiyor: Ortaöğretim düzeyinde mesleki teknik eğitim gerekiyor mu gerekmiyor mu. Herkesin meslek belgesi verdiği ortamda bunu tartışmamız lazım.
GÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut İzciler: Üniversitelerde kaliteyi önemsiyoruz. Bu doğrultuda ciddi kurullar kuruluyor. Fakat baştan stratejik planımızı iyi yapmadığımız için mesela çok yüksek öğrenci kapasiteli ziraat fakültesi var bir ilde. ‘Kaç öğrenci geldi’ diyoruz, ’25 öğrenci geldi’ diyorlar. Bunlar milli kaynaklarımız. Bu kaynakların doğru bir şekilde yönlendirilmesi lazım. Sadece yapmış olmak için yapmamak lazım. Çalışan kurulların da bu doğrultuda çalışması lazım. Değişim ve dönüşüme ayak uyduramıyor, değişen dünya koşullarında dinamik bir şekilde hareket edemiyoruz. Bürokratik engellere takılıyoruz. Kaynaklarımız heba oluyor.
Ulus MTAL Müdürü Sıdıka Başbuğa: Biz öğrenciyi ya da sanayiyi geliştirici bir şey yapabiliyor muyuz. Yapamıyoruz. Bir kaos içinde yaşıyoruz. Mesleki eğitimde geçmişe biraz bakmak lazım. Aydın Türkoğlu hocamız sunumunda şunu söyledi: ‘Yeni bir şey bulmadık, olan şeyi geliştirerek çalışıyoruz’. Çok önemli bir söz. Biz her zaman Amerika’yı yeniden keşfetmek istiyoruz. Ortada modüler bir sistem söz konusu. Geçmişte de denenmiş ve iyi sonuçlar elde edilmiş. Bu kalıcı öğrenme geçmişte nasıl sağlandı ki şimdi neden sağlanamıyor. Çerçeve öğretim programında her yıl sürekli bir değişiklik söz konusu. Ortaöğretim kurumları yönetmeliği hiçbir zaman mesleki teknik eğitime uyumlu gitmedi.
Teknik Öğretmen Mustafa Aksoy: Biz kendi kendimize istediğimiz kadar çırpınalım; üniversitelerdeki hocalarımız, okul yöneticilerimiz, emekli öğretmenler, sistemin içinde çalışanlar olarak bazı şeyleri yukarı taşıyamıyorsak çözüm bulmamız da söz konusu değil. Mesleki eğitim kavramını netleştirmek gerekiyor. Mesleki eğitim mi, teknik eğitim mi. Mesleki teknik eğitim dediğimiz zaman mühendislik tasarım boyutu var. O zaman okulları ayrıştırmamız gerekiyor. İnsanlara bir beceri kazandıracaksak, bir mesleğe yönlendirecek istihdam sağlayacaksak, erken süreçlerde o zaman bunun akademik çerçevede 4 yıl 3 yıl gibi bir sınırının olmaması gerekiyor, modüler eğitim yapıyorsak mesleği kazandırdığımıza inanıyorsak ulusal ölçekte bir sınava alıp, belgelendirip iş hayatına yönlendirmemiz gerekiyor. Tasarım anlamında ihtiyaç duyduğumuz nitelikli insanı da daha akademik derslerle donatıp yukarı taşımamız gerekiyor. İyi eğitim almış nitelikli hale gelmiş insanımıza ara derseniz, insanın arası olmaz. Hele nitelik kazanmışsa aranan insandır artık. Ciddi anlamda kavramlar üzerinde esnaf birliklerinin, esnafın, sanatkârın, sanayi ticaret odası temsilcilerinin devreye girerek daha yüksek perdeden bu hususları dile getirmesi gerekiyor. Aydın hocamın sunumunda çok net ifadesi ile mesleki ve teknik eğitimi çok ufak rötuşlarla çok kaliteli hale getirebiliriz. 20 yıldır hatta 30-40 yıldır Türkiye aynı şeylerin altını çiziyor, söylüyor ama bir türlü gerçekleşmiyor.
GÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Oğuz Poyrazoğlu: BMEDB’deki arkadaşlarım Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları ile ilgili olmak üzere danışma biriminin muhtevasını Türkiye’nin eğitim politikalarının oluşturulduğu bir mecra haline getirdiler, çok üst düzeyde değerlendirmeler yaptılar. Mesleki ve teknik öğretmen yetiştiren kurumların kalite güvence sistemi ile ilgili 2004-2007 arasında Türkiye’de çok ciddi Avrupa ölçeğinde bir çalışma yapıldı. Böyle bir kalite güvence sistemi, mesleki ve teknik eğitim içerisinde, kapatılan Teknik Eğitim Fakültesi ve bugünkü GÜ Teknoloji Fakültesi dâhil uygulanabilme alanı bulabildi mi? Uygulanamadı, kâğıt üzerinde kaldı. Hala çeşitli projelerle yükseköğretim kalite güvence sisteminin oluşturulması, geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapılıyor. Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğini (ANKESOB) çok önemsiyorum. ANKESOB, Ankara’da olması durumundan dolayı Türkiye’de bazı konularda liderlik yapmalı. Esnaf ve sanatkarın dünü, bugünü ve yarını üçlemesi çerçevesinde geleceği yakalamak adına çok ciddi bir kongre, sempozyum yapabilir. ANKESOB’un MEDB gibi çevresinde çok ciddi bir potansiyel var. ANKESOB kendine ait bir on yıllık projeksiyonu olan esnaf ve sanatkarın bugünkü problemleri ve geleceğe bakışını yansıtacak ulusal anlamda stratejik bir plan hazırlasın, eylem planlarına dönüştürsün. Esnaf ve sanatkar Türkiye’nin orta direği, bel kemiği. Esnaf ve sanatkarlarımıza yönelik uygulanabilir projeleri gündeme almamız lazım. ANKESOB kendi bünyesinde Türkiye’ye örnek bir akademi yapılanmasına gidebilir. ANKESOB yüz yüze, uzaktan sanal ortamda dijitalleşen esnaf ve sanatkara yönelik değişim ve dönüşüm üzerine bir eğitim modeli geliştirsin ve bunları hayata uygulasın. Ankara Kalkınma Ajansı’ndan üst seviyede doğrudan proje desteği alabilir.
Mamak Karaağaç HEM- Zeynel Abidin Karagöz: Yukarının durumu otomatik olarak aşağıyı etkiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı maalesef herkese diploma veriyor. Bunu da açık ortaokuldan başlatıyor. Açık ortaokul, açık lise. Herkesi lise mezunu yapıyoruz. Pandemide insanlar sınava girmeden, ya da evinde yanında biriyle online sınava girerek ortaokul, lise mezunu oldu. İnsanlar akın akın geliyor. Şimdi bir karar alındı, 4 Aralıktan itibaren yüz yüze olacak sınavlar, pandemiden değişmezse. Bedava dağıtılan bir takım diplomaların ya da mesleki eğitimde ustalık belgelerinin ne kıymeti kaldı. Ustalık belgelerini de artık değersiz kıldık. Yıllardır zaman içerisinde hep ileriye gitmeyi umarken, ‘bir adım ileri iki adım geri’ gibi bir anlayışa sahip olduk. Bu bir sistem problemi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın aslında sistemi topyekün ele alması lazım. Devlet politikası haline gelen, ülkenin genel planlaması ile paralel işleyebilecek bir eğitim modelini bulması lazım.
Konuşmaların ardından BMEDB üyelerinin gündem maddeleri çerçevesindeki görüş ve önerileri değerlendirilerek, yeni dönemde yapılması gerekli çalışmalar karar altına alındı.