ANKARA İLİ ESNAF VE SANATKÂRLARININ SON GÜNLERDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ANKARA İLİ ESNAF VE SANATKÂRLARININ SON GÜNLERDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

 

A.KATI ATIK ÜCRET TARİFELERİNİN BELİRLENMESİ VE UYGULANMASI,

Bilindiği üzere; ülkemizde; atık yönetimi konusunda hem 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda düzenlenen Çevre Temizlik Vergisi (ÇTV),hem de 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında çıkarılan ve tam maliyet esasını öngören Atıksu, Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik doğrultusunda belirlenen evsel katı atık ücreti uygulamaları mevcuttur.

 

ÇTV, çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer binalar için alınmaktadır. Yönetmelik kapsamındaki evsel katı atık ücreti ise evsel katı atık hizmetlerinden yararlananlardan tahsil edilmekte ve bu hizmetin tam maliyetini karşılamayı amaçlamaktadır.

 

Benzer nitelik taşıyan çevre temizlik hizmetleri üzerinden ÇTV ve evsel katı atık ücreti alınmasının hukuki dayanakları farklı olsa da, aynı konu üzerinden birden çok mali yükümlülük alınması potansiyelinin çifte vergilendirmeye yol açtığı düşünülmektedir.  Yönetmelikte, tam maliyet belirlenirken ÇTV’nin toplam maliyetten düşülmesi gerektiği belirtilse de, bunun farklı kanunlara dayalı olarak aynı hizmet için birden fazla bedel alınması durumunu değiştirmeyip vergilendirme tekniğine aykırı olduğu kanısındayız.

 

2024 yılından itibaren esnaf ve sanatkar işyerlerine ÇTV’den (Çevre Temizlik Vergisi) sonra, ikinci bir çevre vergisi olarak “evsel katı atık ücreti “  olarak yüksek tutarlarda metropol ilçe belediyeleri tarafından faturalar oluşturulmaktadır. Bu hususun tekrar gözden geçirilerek esnaf ve sanatkâr işyerlerinin yaşamış olduğu ekonomik sıkıntılar göz önüne alınarak yeniden belirlenmesi önemli görülmektedir.

Bu doğrultuda;

 

1.Temizlik ve katı atık hizmeti belediyelerin asli görevleri arasındadır. Bu da aynı konu üzerinden iki sefer vergi alınmasına neden olmaktadır. Ayrıca katı atığı olup olmamasına bakılmaksızın herkesten alınması ise bir başka sorunu birlikte getirmektedir. Kanımızca vergi (evsel katı atık ücreti) yasallık, ödeme gücü ve adalet ilkelerine ters düşmektedir.

 

  1. Belediyelerin Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan, “2024 yılı Evsel Katı Atık Tarife Raporları” incelendiğinde, Evsel Katı Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuza göre sabit atık üretim değerlendirmesi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken kriterlerin günümüz belediye kayıtlarında sağlıklı bir kaynak olarak bulunmadığı düşünülmektedir. (kullanım alanı/ m2, personel-öğrenci sayıları, yatak-koltuk sayısı vb) Çünkü özellikle işyerlerinde ÇTV mükellefleri tarafından doldurulan beyanlarda kılavuzda belirtilen ve ücretlendirmeye esas alınacak olan değerler yerine ÇTV tahakkuku için gerekli olan verilerin girilmesi yeterli görülmüştür. Ayrıca beyan verildiği tarihteki doğru bilgiler ilerleyen yıllarda yapılan değişiklikler göz önünde bulundurularak güncellemelerin yapılıp, yapılmaması sağlıklı bir hesap yapma imkânını ortadan kaldırmaktadır.

 

Bir diğer husus; Ticarethane ve konut atıklarının genellikle aynı araçlarla toplanması da miktarın net belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Atık miktarının veya hizmetten fiilen yararlanma durumunun ödenen bedelle doğrudan orantılı olmaması, “kirleten öder” fayda ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

 

Bu nedenle Tüm bu olumsuzluklar göz önünde bulundurulduğunda mevcut bilgilerle sağlıklı bir veriye ulaşabilme imkânı güç görülmektedir.

 

  1. Çevre Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünce hazırlanan, “Evsel Katı Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuza”, göre Tarife Yapısı belirlenirken karşılanabilir olma ilkesinde, “Ayrıca tarifelerin belirlenmesinde atık üreticilerinin karşılayabilirlik düzeylerine de dikkat edilmelidir. Genel olarak, ticari atık üreticilerinin ve sanayinin konut atık üreticilerinden daha yüksek karşılayabilirlik seviyesinde oldukları düşünülmektedir” denilerek, atık üreticileri ve karşılayabilirlik çizelgesinde ticarethaneler ile ilgili ileri seviyede karşılayabilir öngörüsü oluşturulmuştur. Takdir edilmelidir ki “ticarethane” kavramı çok geniş bir kavram olup, tacir, tüccar, sanayici ile esnaf-sanatkârı kapsamaktadır.

 

Özellikle esnaf ve sanatkârlarımızın, büyük ticari işletmeler veya sanayi tesisleri ile aynı yöntemlerle veya benzer tarifelerle ücretlendirilmesi durumunda, atık miktarları ve ekonomik kapasiteleri göz önüne alındığında adil olmayan bir yükle karşılaştıkları, sonucunda da “dengesiz ek bir vergi yükü” tespiti yapıldığı görülmektedir.

 

Esnaf ve sanatkâr işyerlerinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar göz önüne alındığında, yaşanan sorunlar ve genel atık yönetimi prensipleri ışığında yapılması gerekenler;

 

  • Mevzuatın Gözden Geçirilmesi ve Çifte Vergilendirmenin Giderilmesi,
  • Atık Miktarına Dayalı ve Adil Tarife Sistemi Kurulması,
  • Sağlıklı Veri Toplama Sistemlerinin Kurulması,
  • Karşılanabilirlik ve Ekonomik Durumların Dikkate Alınması,
  • Şeffaflığın Artırılması ve Paydaş Katılımı:
  • Atık Azaltma ve Geri Dönüşümün Teşvik Edilmesi,

 

Yapılan açıklamaların ışığı altında, konu ile ilgili geçiş sürecinin de dikkate alınarak, belediyelerimizce esnaf ve sanatkâr üyelerimizin yaşadığı ekonomik sıkıntılarda göz önüne alınarak, ilimiz esnaf-sanatkâr işyerlerinin yaşadığı bu soruna çare bulunmalıdır.

 

B.TÜRKİYE MUSİKİ ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ (MESAM) / MUSİKİ ESERİ SAHİPLERİ GRUBU MESLEK BİRLİĞİ (MSG) TARAFINDAN KUAFÖR-BERBER-GÜZELLİK VE DÜĞÜN SALONLARINDAN TELİF HAKKI ÜCRETİ İSTEMİ

İlimiz Esnaf ve sanatkâr işyerlerinde, öncelikli olarak kuaför, berber, güzellik salonu ve düğün salonlarında televizyonlarda şifresiz müzik kanallarının açık olması nedeniyle müzik meslek birlikleri veya federasyonları tarafından telif ücreti istenmektedir. İlgili mevzuat çerçevesinde meslek birliği (MESAM) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) uyarınca eser sahiplerinin haklarının korunduğunu iddia ederek, umuma açık mahallerde (işyerlerinde) müziğin “umuma iletimi” yasal olarak telif hakkı ödemesini gerektirdiğini belirtmektedir.

 

MESAM televizyondan şifresiz müzik kanallarının izlenmesini bu kapsamda değerlendirerek  “müzik yayını” veya “umuma iletim” olarak belirtmekte ve bu nedenle esnaf –sanatkâr işyerlerinden izin/lisans ve ödeme talep etmektedir.

 

Bu husus esnaf ve sanatkâr işyerlerimiz için, haksız ve mağduriyet oluşturan bir uygulamadır. Kuaför/berber salonu gibi işyerlerinin ana faaliyet konusu müzik yayını değildir. Veya sadece televizyonun açık olması müzik yayını yapıldığının göstergesi olarak değerlendirilip, kayıt altına alınamaz.

 

Adı geçen esnaf-sanatkâr işyerleri aktif müzik yayını yapmamakta, sadece televizyonlarını belirli saatlerde açık tutmakta, sürekli müzik yayınları izlememekte ve dinlememektedir. Müzik kanalı BELİRLİ SÜRELERDE açık diye sözleşme yapılmasına zorlanmak ve MESAM-MSG tarafından belirlenen tarife üzerinden ücret istenmesi ekonomik olumsuzlukların yaşandığı bu süreçte esnaf-sanatkâr işyerlerini çok güç duruma sokmaktadır.

 

Kuaför, güzellik merkezi ve berber salonları için 2024 yılı tarifeleri metrekareye göre belirlenmiş olup, metrekare büyüdükçe yıllık ücretin arttığı görülmektedir. Örneğin, 0-50 m² arası güzellik merkezleri/kuaför salonları için yıllık tarife bedeli 15.633,43 TL iken, 51-100 m² için 22.312,67 TL’dir. 0-50 m² arası berber salonları için ise yıllık bedel 7.801,20 TL, 51-100 m² için 11.143,72 TL’dir. Ayrıca, ödeme yapılmaması veya lisans sözleşmesi imzalanmaması durumunda mali haklara tecavüz oluşacağı ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca çeşitli cezalara çarptırılabilecekleri belirtilmektedir.

 

Konu ile ilgili Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü nezdinde Birliğimizce girişimlerde bulunulmuştur. Ancak, ilgili kanunun tanımlar kısmında “umuma iletim” ile ilgili bir tanımlama yapılmamıştır. Umuma İletim tanımının açıkça yapılmaması ve yoruma dayalı olması uygulanan tarifelerin yasal dayanağı kapsayıp, kapsamadığı veya orantılılığı hususunda soru işaretleri oluşturmaktadır.

 

Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilgili yasa çerçevesinde gereken Bakanlık denetimi yapılarak, tarifelerin mevzuatta öngörülen esaslara göre düzenlenmesi, ilgili mevzuatta eksiklik varsa giderilmesi, esnaf ve sanatkâr işyerlerinin birincil amacının müzik yayını olmadığı hususu ön plana çıkarılarak, esnaf-sanatkâr işyerlerinin ilgili mevzuat uygulamalarından muaf tutulması önemli görülmektedir.

 

C.GIDA SEKTÖRÜNDE KAREKOD UYGULAMASI,

Tarım ve Orman Bakanlığı, “tarladan sofraya gıda güvenilirliği” uluslararası yaklaşımı doğrultusunda, ülkemizde üretilen gıdaların birincil üretim aşamasından son tüketiciye ulaşana kadar güvenliğini sağlamak amacıyla ülke genelindeki gıda işletmelerinin resmi kontrollerini kesintisiz olarak sürdürmektedir. Bu doğrultuda, “Gıda İşletmelerinde Karekod Uygulaması” hayata geçirilmiştir.

 

Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelikte yapılan değişiklikle (08.05.2025), gıda satış yerleri ve toplu tüketim yerlerinde gıda işletmesi karekodunun tüketicinin görebileceği bir yerde bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir.

 

Adı geçen yönetmelikte yapılan değişiklikle birlikte, gıda işletmecisinin, Bakanlık tarafından uygulamaya ilişkin usul ve esasların resmi internet sitesinde duyurulmasından itibaren altmış gün içerisinde uygulamanın gerekliliklerini yerine getirmekte zorunluluktur.

 

Bu zorunluluğun uygulanması ve esnaf/sanatkârların yeterli bilgiye sahip olmaması durumu dikkate alındığında, farkındalık çalışmalarının önemi ortaya çıkmaktadır.

Tarım ve Orman Bakanlığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) gıda ve içecek birimleri / konseyleri ile iletişim kurarak işletme/işyeri temsilcilerine uygulamayı tanıttığını belirtmektedir.

 

İlgili Bakanlık ayrıca işletmecileri / işverenleri karekodları oluşturup tüketicilerle paylaşmaya, tüketicileri de karekodları sorgulamaya davet etmektedir.

 

Bu doğrultuda, Birliğimizce gıda sektöründe yer alan esnaf ve sanatkâr odalarımızı konu ile ilgili bilgilendirmek açısında Ankara İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden gereken uzman desteği isteminde bulunulmuştur.

 

Ancak, Bakanlığın sadece TOBB ile işbirliğine giderek adı geçen uygulamayı tanıtması eksiklik olarak görülmektedir. Milyonlarca esnaf ve sanatkâr üyesine sahip TESK ile konu ile ilgili istişareye geçilmemesi uygulamada bilgilendirme ve farkındalık açısından eksiklik yaratmış, gıda sektöründe yer alan esnaf ve sanatkârlarımız uygulama hakkında tam olarak bilgi edinmeden, kendini uygulamanın içerisinde bulmuştur.

 

Bakanlık İl ve İlçe Müdürlükleri, gıda işletmelerinin resmi kontrollerini yürütmekle yetkili birimlerdir. Bu müdürlükler, denetimler sırasında işletmecilere karekod zorunluluğu hakkında bilgi vermeli, broşür dağıtmalı ve hatta karekod oluşturma konusunda yerinde veya telefonla destek sağlayabilecek mekanizmalar oluşturmalıdır.

 

Ayrıca, esnaf ve sanatkârlarımıza yönelik bilgilendirme toplantıları, seminerler veya webinarlar düzenlenerek “karekod uygulaması“ detaylı olarak anlatılmalı gerekirse bakanlık tarafından 08.Mayıs.2025 tarihli yönetmelik değişikliği ile tanınan altmış günlük süre uzatılmalıdır.

 

Arz ederim.

 

 

Hüseyin AR

ANKESOB Başkanı.

 

 

 

 

 

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu